22 Ağustos 2010 Pazar

Karamazov Kardeşler




şu sıra dizisi de çekilecekmiş falan, öyle bi duyumlar alıyorum. erdal özyağcılar babayı oynayacakmış. nasıl olacak meraklıyım. hanımın çiftliğine aşk-ı memnu'ya döndürmeyin amma rica ediyorum!

bu kitap üstüne her bi yazardan nerdeyse, övgü üstüne övgü geliyor ama ben "edebilik" denen şeyi halen anlayamamışım meğerse. bir yenidenokuma buna vesile oldu. teşekkürlerimi ayrıca bildireceğim.

mesele şu ki, baştan aşağı bir felsefi roman bu. edebi açıdan çok çok çok zayıf. gerçi bugünün ve o günün edebilik anlayışındaki farklılıkları düşünürsek, o güne özgü, muazzam bir eserdir, burası kesin. ama bi yandan, bu romanın yazıldığı topraklardan doğup evlerimize kadar giren biçimci/yapısalcı incelemelerden geçirirsek, pek de parlak gözükmediğini söylemek lazım.

tabii mesele yalnızca yapıyla ilgili değil. estetik de, bilgi de, faydacılık da girebilir konuya. bilgi ve faydacılık konusunda, şüphesiz ki eşsizdir. estetik dediğin de 3 günde yoluna koyulamayacak tartışmalar gerektiriyor her halükarda.

benim dediğim, romanı okurken, ilerleyen sayfalarda kurgunun coşa gelmesi ya da iç çözümlemenin allahının yapılması haricinde, "okunurluk" düzeyiyle ilgili sıkıntılar yaşanması. bu bence bi eksi puan. suç ve ceza'da bu yoktur, anna karenina'da tolstoy öyle bir örmüştür ki hikayeyi, sıkılmaya başladığınızı bir asır önceden görüp müdahale eder gibidir. bunda o yok işte. rusça aslında nasıldır bilmem, çeviride çok büyük değişiklikler olmadıysa eğer, dil açısından da ileri bir düzeye sahip değildir.

tekdüze ve tartışma temelli bir roman. dostoyevski'nin klasik tarzı bi bakıma. ama diğerlerinden çok daha tekdüze.

bu, romanı okurken gaza gelmeler/coşa gelmeler/aşka gelmeler yaşamayı engellemiyor ama. bu da, bu romanın en büyük başarısıdır herhalde.

bunun yazarı anna karenina için, anna karenina'nın yazarı da bunun için çok acayip şeyler söylüyor. onu da dikkate almak isterim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder